7.08.2008

hmmmmm vodka...

arkadaşlar, aranızda absolut vanilya'yı sevmeyen var mı? yarı fiyatına istanblue vanilya var? bakalım arada fiyattan başka ne fark var...
21 çeşit likörü ve lokum gibi rakısıyla gönlümüzde taht kuran burgaz'ın vanilyalı votkası dolapta beni bekliyor. o kadar ki üstünde adım yazılı. o buğulu kahverengi şişeyi bakkal amca'da görür görmez içimde birşeyler oldu. muhtemelen bana bahşedeceği görkemli akşamdankalmalığın "sneak peek"i...
bakmayın kelime oyununa, istanblue'yu seviyoruz, ama istanbul kırk şişe istanblue'yla çekilmiyor!

sevdiğimiz cansız nesneler (?)


üzerinde mercedes yazmasa bu nesneye bakınca hissedilen insanı ürkütebilir. zira insan cansız nesnelere karşı sağlıksız duygular beslememelidir hede hödö. ama mercedes için bile (ki yuh yani bir bakıma) abartı bir histir genelde bu. yüksek sanat eseri karşısında nefes almayı unutturan, gözleri karartan, kalpleri... neyse.
araba üretiminin, teknolojinin, estetiğin vs tepe noktasıdır bu güzellik ve hatta bundan sonra hiç yeni araba modeli üretilmeseymiş olurmuş. tamam belki viper.

28.11.2007

arıza adamlar #2 - jens lehmann


şimdi, lehmann iyi kaleci. yaşlanıp sapıtmaya başlayınca misal barthez akıllı uslu bir kenara çekildi. bu abi 38 yaşında arsenal'ın 1 numarası. sakatlanıp yerini 2 numaraya (bizim durumda 16) kaptırdı ki 16 numara (ki kendisi almunia) 16 maçın onunda gol yemedi (temiz çarşaf). e tabi lehmann başladı ağlamaya. dedi ki almunia benden iyi kaleci değil. ben oynamalıyım. defalarca. en sonunda adebayor (ki oğlu yaşında) "bi sus be jens bi sus be" diye çıkışmış. iyi yapmış.
insan nerede bırakacağını bilmeli.
ocak'ta gider bu.
bir de kahn'ın formasını buna verdiler. kahn'ın tırnağı olamaz lehmann.
kısacası, arıza. (otur sıfır)

27.11.2007

melekler ve diğerleri



you know my friend
i've been walking on a really strange path lately
i'm so glad you were not there
to see my fall, to see me passing on
my wound so deep
my veins opened wide
letting flow my distress
letting flow my requests
listen my friend
as no one wanted to hear i'm telling you now
so weak was my hope
so cold the world around
so strong the calls
my pain invited echoes to my pain
anguish
coiled in the gut like a starving worm
fallen, between...
i slide down the hole at the center of my soul
i've given up, i've given up, larvae rots
for i let the angel rise...



melekler üzer.

26.11.2007

roberto carlos / marcelo



marcelo real madrid'e geçen sene geldi ve yarım sezon castilla'da oynadı (castilla ne güzel birşey, her takıma lazım). capello'nun tiranlığıyla beraber galacticos bitince, roberto carlos da gidince, gel oyna dediler. aslen forvet olan robinho'nun arkasında gayet de güzel oynuyor.

tabii ki roberto carlos'la kıyaslamalar oldu, marcelo da alçakgönüllü "r. carlos kadar iyi değilim" dedi. herkes de "bravo vallayi akıllı uslu çocuk" dedi.

bence "15 sene sonra göreceğiz r. carlos kadar büyük bir futbolcu olabilecek miyim" deseydi tam süper olurdu. kimse senden bu yaşta r. carlos kadar oynamanı beklemez ki?

resimde r. carlos kankası ronaldo'yla acayip gol sevinçlerinden birinde.

avea spam - çüş be!

tam avea'nın bize ettiği spam ile ilgili yazacaktım, internete bir baktım meğer bir tek ben değilmişim. meğer avea bütün abonelerine aynı eziyeti yapıyormuş. zaten bir tek bana yapsaydı tuhaf olurdu.
bazen işimi bırakıp telefona seyirtiyorum, bazen tuvalette yakalıyor, neymiş efendim bilmemne yaz bilmemneye gönder çok acayip bilmemne olsun, bilmemkimin yeni şarkısını (çok da şey) ilk sen dinle.
yahu bana ne? sorduk mu?
artık iyice azıtıp aramaya başladılar. ses kaydı dinletmek için. "sizin için çok avantajlı olduğunu düşündüğümüz bilmemneplas tarifesiyle ilgili bilgilendirmek için" aramışlar.
yahu zaten sınırsız öğretmen hattı için aldık, sonra 1000 dakikaya düşürdünüz, şimdi de avantajlı bir paketi sunuyorsunuz. sunmanın yolu bu mudur? ya da madem o kadar iyiliğimi düşünüyorsun, dakika ücretini düşürsene?
mesajın sonunda "bilmemne tarifesine hemen geçmek için 1'e basınız" diyor. yani "düşünme, impulsive davran, çünkü bu satış tekniği çok muhteşem ve yeni". merhaba, ben de keriz.
ne olur avea, artık bana mesaj gönderme. telefonum birçok şey olabilir ama çöplük değil!

resimdeki muhteşem reklama göre, kim susacak, kim konuşacak, niye susacak, kim belirleyecek bunu? avea'ya geç sen de gül, sen de "oh be!" de.
çüş be!

23.11.2007

türk spor basını (!) ve dip noktaları






zamanında fenerbahçe sk, sezon öncesi hazırlık kampında werder bremen'le hazırlık müzabakasından galibiyetle ayrılır ve ertesi gün ismi lazım değil bir spor mecmuasında şöyle bir laf tefrika edilir: fener werderse vereceksin!
işte spor basınının en dip noktası da budur.

22.11.2007

kimmiş o riquelme'yi üzen bakiim?


kadrosunda kim olursa olsun riquelme'nin kıymetini bilmeyen takıma herşey müstahaktır. barcelona bilmedi, onları zaten sevmiyoruz. villarreal de bilmiyor şimdi, onlar da hak ile yeksan olsun. bir ara adı galatasaray'la anıldı, ama gerçekçi olmak lazım tabi. ayrıca riquelme'yi de arjantin'den dayıoğlunu tesise aldı diye kadro dışı bırakabilirdi galatasaray'ın beyaz saçlı kurdu. hatta "lincoln'le riquelme bir arada oynar mı" bile diyebilirdi bizim sığ(ır) spor medyası.
neyse şimdi boca'ya temelli dönmek üzere ama demiş ki "villarreal'le 2 sene daha sözleşmem var, 2 senelik maaşımı versinler gideyim. yoksa bir yere gitmem!" ee dinsizin hakkından...

benzema'z kimse sana...



doğrudur, her yeni yetenekli arjantinli futbolcu (ki arjantin'den yeteneksiz topçu çıkmaz, cambiasso hariç) "yeni maradona"dır. galatasaray "yeni hagi"sini (ömerüründül tabirle "onnomero") arar.

ama "yeni zidane" olmaz, olamaz. benzemez kimse ona. benzema da real madrid'in aradığı "yeni zidane" imiş, ama o da benzemaz. tabii listede johann gourcuff, samir nasri, hatem ben arfa vs. de var ama zidane başka.

iyi ki o da kilo alıp onu bunu veliahtı ilan etmiyor, koca zizou!




mccccccclaren muck!


eee, sen koskoca ingiltere'yi finallere götüremezsen ipini böyle çekerler. o şemsiye de koruyamaz seni. owen ve rooney sakat, ingiliz milletinde de başka forvet yok, benim kendisine önereceğim ilk bahane. makama talip mourinho 7/4 veriyormuş. capello da ilgiliymiş. hatta alan shearer da varmış adaylarda ki yakışır shearer'ıma. bence ben olayım yeni teknik direktör, şampiyon edeyim. ki ingiltere'ye dünya kupası kazandırmışlığım (kelimeye bak) var cm 04'te.

sevmediğimiz adamlar #2 - ahmet çakar


ellerini kollarını oynatarak, herkes sussun beni dinlesin diyen, konuşurken hırsla salladığı gıdısından bile büyük bir ego sahibi bu adam aslen tıp insanıdır. aslında biz zavallı insanlar onun kullandığı kelimeleri bilmeyiz. canlı yayında insanları zor duruma düşürür ve bundan tatmin olur. olmayacak komplolar kurar ve bütün türkiye içine düşer. kafasında 1600 tilki dolaşır, ve hepsi aynı amaca hizmet eder. aslında bütün varoluş o'na hizmet eder. evrenin merkezi o'dur zira. o. ahmet çakar!
netice itibariyle, sevmiyoruz (you suck!)

bosna'yı da yendik evelallah...


tam da bize yakışan şekilde, son dakikaya kadar gerile gerile, zar zor, işi son dakikaya bırakarak, kolayı zora çevirip küçük başarılardan büyük dramlar ve boşalmalar yaşayarak avrupa'ya gidiyoruz evelallah... herkes resimdeki nihat'a atladı kahraman diye. bence aşırı derece bencil oynadı. hatta o pozisyonları harcamasa daha rahat izlerdik son dakikaları ama, dedim ya, uymaz bize. çok şükür bu sefer ingiltere de yok, kesin alıyoruz kupayı ve komşuya naniiik yapıyoruz.
evelallah!

21.11.2007

the dawn of a new age


"and i looked, and behold a pale horse:
and his name that sat on him was death
and hell followed with him.
and power was given unto them over the fourth part of the earth,
to kill with sword, and with hunger, and with death,
and with the beasts of the earth".
and then again "i saw and beheld, a black horse;
and he that sat on him had a scythe;
and a crown was given unto him
and he went forth conquering, and to conquer.
and there was a great earthquake,
and the sun became blackas sackcloth of hair,
and the moon became as blood.
and the stars of heaven fell unto the earth,
even as a fig tree casteth her untimely figs,
when she is shaken of a mighty wind.
and the heaven departed as a scroll when it is rolled together,
and every mountain and island were moved out of their places."
almighty mountains and rocks, i beg you fall on them.
for the great day of wrath is coming, and who shall be able to stand?
[from the book of revelations: edited and partly re-written by satyr.]

20.11.2007

arıza adamlar #1 - hakan şükür


20 yıllık ihtişamlı bir kariyer, 200 küsur gol, her alanda bir rekor ve 20 yıllık arıza, her daim kapris, küstüm oynamıyorum şahsiyeti hakan şükür.
netice itibariyle arıza adam.
.
.
"evet hakan topla ceza sahasına girdi, rakiplerinden bir bir sıyrıldı kaleciyle karşı karşıya, kaleciden de sıyrıldı, hakan... aut."

ne oldu beşiktaş'a 2


bu adamın bile kıymetini bilemediler ya! şimdi 8,5 milyon avro, puan silme, men gibi kelimeler geçiyor. müstahak demeye dilim varmıyor.
bakmayın fotoğrafta sığır gibi çıkmış. çirkin ama sevimli adamdır. muhabbeti de iyidir.

ne oldu beşiktaş'a?


beşiktaş türkiye'nin mütevazı ve centilmen takımıydı. "3. büyük" olmayı olgunlukla kabul etmişti. "şampiyonluklar sadece sahada kazanılmaz" diye bir rüzgar esmiyordu o zamanlar, ya da beşiktaş bundan etkilenmemişti.
ne olduysa 100. yıllarında oldu. artık o rüzgardan etkilenmiyor, bizzat kendisi estiriyordu beşiktaş. örgüt kültürü bir anda dağıldı, bozuldu.
o sene şampiyon oldular. ama o şampiyonluğun bedelini kimse tahmin edemezdi. 4 senelik borçlanma, kulübün başkanın malı olması, o başkanın da malını hor kullanması, takımın itibarının borçla ters orantılı gitmesi...
beşiktaş şu an bir yapılanmaya gitse 15 senede ancak eski haline gelebilir. yani neredeyse bir şampiyonluk için takımın 20 senesi. sami yen'deki maçtan sonra ağlamıştı beşiktaş başkanı. ama şimdi "ben ne yaptım" diye ağlıyor.
bir de krizi aşmanın tek yolu transfer midir? şaka gibi, şu hallerinde bile ocak'ta holosko'yu almaktan bahsediyorlar. holosko mu kurtaracak sizi? adam almakla adam olunmayacağını öğrenemediniz mi hala? bir çuval 2. sınıf topçu almakla takım olunmayacağını öğrenemediniz mi hala? delilik, aynı şeyi ısrarla deneyip farklı bir sonuç almayı ummaktır.
"3. büyük" olmayı hazmedemeyince "büyük"lüğünden oldu koca beşiktaş.
fotoğraf da beşiktaş'ın dibe vurduğu anda çekilmiş.

konuk yazar - hıncal uluç


yıldız posta caddesi!
yıldız posta, istanbul'un iki ana arteri mecidiyeköy ile barbaros'u bağlayan dar bir cadde. ne zaman geçmeye kalksanız tıkalı! divan'ın, dedeman'ın önü. şimdi bir de ayni yere bir de point hotel açılacak! ey istanbul valisi, belediye başkanı, emniyet müdürü, vakıflar odası başkanı! bu rezilliğe nasıl seyirci kalabiliyorsunuz? böyle birşey olabilir mi? sebep de basit: bağlantı noktalarında ışıktan önce değil de sonra duran trafik katilleri! orada saniyesini de gösteriyor, 3 saniye kalmış, belli ki geçemeyeceksin, ne demeye yarı beline kadar çıkıyorsun? 34 AAA 000? yolu yarıya kadar işgal ettin, ayni yolu kullanacak trafiği de tıkıyorsun. ama herkes aynisini yapıyor ve cezasını beraber çekiyor. böyle bir rezillik olabilir mi? böyle bir toplumsal gerizekalılık olabilir mi?
rezalet!

19.11.2007

ronal-denyo?


çok acayip adamdı kendisi. özellikle kendine has "bütün sahayı bütün rakibi çalımlayarak geçme" tekniğini izlemeye doyum olmazdı. hemen her süper brezilyalı gibi tavan yaptıktan sonra bir de göbek yaptı, canı oynamak istemez oldu ve takımına dert oldu (bkz adriano, ronaldo). iyi de ispanya için fazla iyi (ve pahalı) bu adam buradan nereye gidecek? yaklaşık 2 senedir milan köpeği oldu adeta, bu sefer gerçekten gidiyor galiba. 60 milyon ronaldinho için teoride ucuz. pratikte de milan'ın rehabilitasyon başarısı düşünüldüğünde cennette evlilik (marriage in heaven, bkz. çeviri olduğu belli olan sözler) gibi. ayrıca kaka & ronaldinho aynı takımda, dünyanın en sert defansif liginde. ilginç tabi.
(ikibinbilmemkaç fifa dünyanın en süper topçusu ödülü)
- ronaldinho, kız arkadaşın var mı?
- (topu işaret ederek) kucağımda işte, görmüyor musunuz?
ne oldu futbol aşığı? götün mü kalktı?

bizim oğlan


bu da bizim oğlan. 2 yaşında, kısır, erkek. barınaktan tatlı suratına bakıp almıştık. daha sonra maine coon olduğunu öğrendik. dünyanın en iyi huylu kedisi. bir kere baba oldu ve anormal biçimde yavrularına babalık yaptı. temizledi falan.

fm 05 hatırası

pehh pehh bakar mısınız 21. hafta olmuş, la liga'da puan kaybı yok.

9 hafta önceden de ilan edilmiş şampiyonluk. terry 30 gol attı bu sezonda. çık diyorum kornerde, atıyor golünü dönüyor. terry? aldım tabi para var huzur var! bir de fm5'te luque allah gibi bir adam.

sevmediğimiz adamlar #1 - luis aragonés


reyes'i motive ederken (hey dostum çık ve herkese o "zenci bok"tan iyi olduğunu göster - henry'den bahsediyor) "mikrofonlar"a yakalanması değil tek sebep. koskoca raul'ü, hem de formunun zirvesinde, sırf uyuzluğundan ve inadından kesiverdi milli takımdan.
milli takım yönetmek kulüp yönetmeye benzemez. bütün bir ulusun sorumluluğu omuzlarda. sen sadece takımlarında izlersin, formda olanları alırsın. kulüp teknik direktörü gibi aynı adamlarla yatıp kalkmak, kapris yapmak, onu göndermek, bunu transfer etmek yok.
ama bu bunak ne yaptı? kendisini ulusal takımdan üstün gördü ve futbolcusuna taktı. takmaz olaydı...
sonuç olarak, sevmiyoruz. (boooo, get off the stage)

tombul kedi



kısırlaştırınca kilo alıyor bunlar, bizimki de 6 kiloyu bulmuştu bir ara, fakat sen ne yapmışsın abicim böyle? vay ki ne vay...
blogun adı tombulkedi olacaktı ama almış birisi. öööyle boş boş duruyo. yazık.



ulusal ve milli takım (ekip)

norveç'i norveç'te yendik (bkz. sparta'yı sparta'da yenmek, ümit özat). çünkü yumurta kapıya dayanmıştı. bize bizden zayıf rakipleri yenmek, rahat rahat gruptan çıkmak yakışmazdı zaten. o zaman hayatımızda dram eksik kalır. bizim de olayımız bu.

peki, hareket kendisine diye emre'yi sokacak yer bulamayan canım spor medyası şimdi ne yapacak, asıl merak ettiğim bu.



fakat yine bizi tanıyorsam, bosna-hersek'i yenemeyip bir çuval inciri berbat edebiliriz (yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmek). bosna-hersek'e karşı bu hareketler de yakışık almaz. gerçi bu sefer alpay yok.



olur böyle şeyler...
salamanje'de futbol, fm, kediler, black metal, ıvır ve zıvır hakkında pek çok şeyi bulabilirsiniz.
hadi bakalım.